26 Aralık 2014 Cuma
24 Aralık 2014 Çarşamba
21 Aralık 2014 Pazar
20 Aralık 2014 Cumartesi
oyundan kalkmak isterken
bugün benim doğum günüm..
yatağımda bi sürü uyku ilacı ve sakinleştirici almış halde uzanıyorum. aslında bugünün güzel bi gün olmayacağı belliydi. biliyordum. diken üstündeydim.
akşamım çok güzel geçmişti insanlar bana çok iyi davranmıştı ve moralim hiç bozulmamıştı.
güzel içmiştim.. evime gelmiştim.
babam kapı kilitlemeyi çok sever..
en yakın arkadaşıma gittim..
yunusa çağataya eceye bin teşekkür. beni yalnız bırakmadıkları için. beni ordan aldı. insanlara rezil oldum. bi ton hakaret etti..
üstüne bi de küstü..
neyse bi kaç uyuyarak kafamdaki her şeyi silmek istiyorum.
eski hayatıma geri dönüyorum işte. o zaman olacak sanki..
bu gün benim doğum günüm..
yatağımda bi sürü uyku ilacı ve sakinleştirici almış halde uzanıyorum. aslında bugünün güzel bi gün olmayacağı belliydi. biliyordum. diken üstündeydim.
akşamım çok güzel geçmişti insanlar bana çok iyi davranmıştı ve moralim hiç bozulmamıştı.
güzel içmiştim.. evime gelmiştim.
babam kapı kilitlemeyi çok sever..
en yakın arkadaşıma gittim..
yunusa çağataya eceye bin teşekkür. beni yalnız bırakmadıkları için. beni ordan aldı. insanlara rezil oldum. bi ton hakaret etti..
üstüne bi de küstü..
neyse bi kaç uyuyarak kafamdaki her şeyi silmek istiyorum.
eski hayatıma geri dönüyorum işte. o zaman olacak sanki..
bu gün benim doğum günüm..
5 Ekim 2014 Pazar
İlk onu gördüğümde bana “seni çok özledim” diye sarılan adam resmen dikenli bir tel gibi her yanıma yayılmış,bana sarılmış kanattıkça kanatıyordu.
27 eylül 2014
Neredeyse neanderthalle tanışalı bi yıl olacak..
Okul bitti..herşey bitti. Yeniden gördüm onu. Yanında felç bile
geçirdim. berbattı. hastalığım iyice beni mahvettiği zamanlardayım. Sonra bana eski
sevgilisine doğum gününde çiçek yolladığını söylediği an kalbimin paramparça
olduğunu hissettim.
BEN O SİKTİMİNİN ÇİÇEĞİNİ NEDEN HİÇ HAKETMEDİM?
O sırf doğduğu için hak ederken ben emeğime rağmen neden bu
kadar hiçtim? Resmen bi bok parçası gibiydim. Hıçkırarak ağlamak istiyordum. İlk
onu gördüğümde bana “seni çok özledim” diye sarılan adam resmen dikenli bir tel
gibi her yanıma yayılmış,bana sarılmış kanattıkça kanatıyordu. Yaşadığım ağrılarla
neredeyse eşit tutabilirdim bana verdiği o acıyı..
Bişeyler yapmam lazımdı..
Soğuk kanlı olmak hiç bi boka yaramıyordu. Nasıl bi zaaf
oluşturmuş bende orospu. Ona aşık değildim. Onu sevmiyordum bile.. hatta
herkesten daha çok nefret etsem de, nası bu kadar güzel gülebiliyordu. Hayalimdeki
adam oydu. Ama o asla bana ait olmayacaktı… lafa gelince en cefakar kadın
bendim,en güçlüsü de bendim, akıllısı,en bilmemnesi falan filan.. ee? En çok
ski tutanda benim.. resmen zalim bi adam sevmişim,Allah belamı verdi.
TANRIM APTAL OLMAK İSTİYORUM.
Bi an çok kısacık bi an da olsa orda ölmeyi istedim. Böylesine
aptalca bişey nası beni bu kadar meşgul edebilmişti. Bana nası diye başlayan
milyonlarca soru kurabilirdim. Ama bana ne kazandıracaktı ki? Tutkumuzu sikiyim.
YAPILACAK TEK ŞEY VARDI: BENDEN NEFRET ETMELİ!
Bazen türk filmlerine hak veriyorum. O an Yeşilçam kafamı
kullanmam gerektiğini fark ettim. Başka türlü çıkamayacaktım. Çanakkale merkezde
beni zamanında kıskandığı bi adam vardı. O da hoşlanıyodu belli. Kullanabileceğim
bi kanaldı.
BEN GİDİYORUM
“seni elimle denizli arabasına bindircem diyodu. Benim yüzümden
bi önceki gece uykusuz kalmıştı. Yanımda yatarken öyle çok kokusunu içime çektim ki.. içimden bi ses bağıra bağıra hadi ne
duruyosun gitsene,seni sevmiyo,ne bağlılığın var ki? Ne olacak ki zaten
diyordu.Ama
Kemiklerim,iliklerim en az bi ay burada kımıldamadan yatmam
lazım diyodu..
VEDALARI SEVMEM ZATEN YA…
Başka birinin yanına yatıp kalkmaya gidiyom diye anladı
kabul etti.. diğerleri gibi.. sürekli hep yattığım için.. hey allahım? Neyse kızmıyom
bende hep öyle düşüyom ya. Bu arada beni ilişkide olduğumuz sürede hiç
aldatmamış. Sadece konuşma alışkanlığından kurtulamamış falan filan.. bunu
öğrendiğime çok sevindim amkafalı.. sende sike sürülecek akıl yok ya..
Beni yaşatan da öldüren de aynı nefret... neyse böyle bildi.
Böyle kaldı. Ben sıradan bi orospu oldum. Yıllar sürecek bi tutkuyu bitirdiğim
için kızdı ya bana. Sanki kötü bişi yaptım be salak! Bitti işte sen kurtuldun
artık ben yavşasam da bana da ters yaparsın.. sen sadece işin tutku kısmındasın
da ben aynısını yapamıyom. Adalet yok ki koduğumun ilişkisinde..
Bi de kahrediyomuş görüpte bana yardımcı olamamak.. olay
boka sarıyodu yine ben toparladım ya işte..
Sonuç olarak o benden nefret ediyo.. hadi bu sefer kesin
kurtulduk..
19 Temmuz 2014 Cumartesi
13 Haziran 2014 Cuma
Günebakan
Seni tanıdığımdan beri bana kullandığın en anlamlı
cümleleri, beni sevmediğini anlatırken kullandın.
“Sana karşı duyduğum şey çok farklıydı ya
Tanısını koyamadım
Yanındayken sana güzel şeyler söylemeye korktum ikimiz
içinde
Ara sıra soğuttum kendimi
Sürpriz yapmadım
Çünkü böyle her aktivitenin bizi kötüye iteceğini düşündüm
Kendimce doğrularım bunlar.”
Bu dediklerinin tek bir anlamı vardı:
“seni sevmemek için, bağlanmamak için direndim.”
Çok büyük bir günah işlemişim ki cezamı bunları gözümün
önünde yaşayarak görüyorum.
Her canı yanan kadın biraz daha büyürmüş ; evet artık daha güvensizim,daha kötüyüm diğer
insanlara karşı,inanmıyorum. Anca yine seneler sonra biri çıkarsa karşıma aynı
şeyleri hissedersem değişir belki.
Umarım daha sana
hazırladığım şeyi bulamamışındır.
Kaçmak sana acı çektirmemeyi sağlar belki ama,gerçek bir şeyler hissetmedikçe ruhun ölecek.
Benim de önce hayallerim öldü,sonra böyle oldum işte.bir
türlü toparlanamadım.
Ruhum ölmek üzereyken seninle tanışmıştım.
Gerçek bir şeyler hissettiğimi düşündüğüm her an, ve bitti
dediğim her an beni aksine ikna ettin. Tebrikler..
Kendimi asla ehlileştirilemeyen bir kısrak gibi görürdüm. Bunun
aksinin olabileceğini bana kanıtladın. İmkansızları yenebildiğimi gördüm. Bir
insana her defasında inanılması da imkansızdı.
Teşekkürler.
Ben ehlileşmesi imkansız kısrak oturup beklemeyi öğrendim.
Amazonun..
6 Haziran 2014 Cuma
3 Haziran 2014 Salı
2 Haziran 2014 Pazartesi
23 Mayıs 2014 Cuma
işte ben bu yüzden gidemem,gitmem..
uzun zaman yazmadığım kadar var aslında..
ıssız adamın her sahnesin defalarca yeniden çektiğim bir neanderthal var hayatımda..
sürekli ve sürekli..
bi ay olacak nerdeyse bana geri dön diyeli..
ben naptım?
tabiki geri döndüm tabi 2 ay içinde 2 kere terkettikten sonra..
yanlış duymadın 2 kez terkettim. kapıyı çarpıp çıktım..
kaşarlarına doydun mu demiştim en sonunda ki 5 tane kadını birleştirip anca 1 cansu etmedi mi? diye.
sonra?
yanımda bilgisayarla ilgilenen sürekli bahaneler uyduran bi adam.. yabancı mı?
değil tabiki.. o hep böyleydi..
sadece çok özledi. köpek gibi özledi. saçlarıma dokunmayı bile özledi..
aşık olduğum adama karşı koymam yine de fena değildi bence. sert ve mağrur,hayatım mükemmelmiş gibi davranmam.. eğer şartlarımı kabul etmezse de yinede süper hayatımı sürdürmem falan.
yalanımı s.keyim.. her gün kimle ne yaptığını anlamaya uğraştım her gün değil belki kendimi mükemmel hissettiğim 15-20 gün falan. barda karşılaşıp midem bulanırcasına ona bakmam..
o zaman aşmıştım.
beni çok özlediği zaman bile.. uff ben ne anlatıyorum ki. bu adam benim aylarımı aldı işte 7 aydır arınmadık birbirimizden.
en son böyle bi ilişkimle dalga geçtiğimde 8 sene sürmüştü.. Gel-git,olmadı mı tekrar gel,tamam git,geçti özlem tekrar git diye diye.. dile kolay 8 sene yahu?
gidiyo geliyo beni arıyo.. bana bağlanmaktan korkuyo tekrar kaçıyo falan..
aynısı işte. ne farkı var ki?
bilmeyenler için diyim 24 yaşındayım. anılarıyla yaşayan biriyim. sekiz sene önce aldığım kolyeyi on sene önce aldığım bibloyu saklarım.. hepsi de hayatta zevkim olmayacak hediyelerdi..
bunu mu geçemicem?
belki de geçemicem. bilmiyorum. bazen ege damarım tutuyo da "ben neleri geçtim" diyorum.
ama bi kaç kadeh rakıdan sonra,bütün ağzına sıçılmış kadınlardan şarkılar duymak bana onu hatırlatıyo..
hayatın bana öğrettiği bir argo: mutluluğumun önünde ne varsa harcarım.. gerisinde de birşey kaybetmem zaten..
ben ki 14 sene kanıma kemiğime iliğime yapışan bin milyon bilmem kaçta bir görülen,yenilmesi nerdeyse imkansız bir hastalığı yenmişim.. ben AMAZON um ya hani.. bazen tekliyorum işte.. marş basmıyo..
işte ben bu yüzden gidemem,gitmem..
ıssız adamın her sahnesin defalarca yeniden çektiğim bir neanderthal var hayatımda..
sürekli ve sürekli..
bi ay olacak nerdeyse bana geri dön diyeli..
ben naptım?
tabiki geri döndüm tabi 2 ay içinde 2 kere terkettikten sonra..
yanlış duymadın 2 kez terkettim. kapıyı çarpıp çıktım..
kaşarlarına doydun mu demiştim en sonunda ki 5 tane kadını birleştirip anca 1 cansu etmedi mi? diye.
sonra?
yanımda bilgisayarla ilgilenen sürekli bahaneler uyduran bi adam.. yabancı mı?
değil tabiki.. o hep böyleydi..
sadece çok özledi. köpek gibi özledi. saçlarıma dokunmayı bile özledi..
aşık olduğum adama karşı koymam yine de fena değildi bence. sert ve mağrur,hayatım mükemmelmiş gibi davranmam.. eğer şartlarımı kabul etmezse de yinede süper hayatımı sürdürmem falan.
yalanımı s.keyim.. her gün kimle ne yaptığını anlamaya uğraştım her gün değil belki kendimi mükemmel hissettiğim 15-20 gün falan. barda karşılaşıp midem bulanırcasına ona bakmam..
o zaman aşmıştım.
beni çok özlediği zaman bile.. uff ben ne anlatıyorum ki. bu adam benim aylarımı aldı işte 7 aydır arınmadık birbirimizden.
en son böyle bi ilişkimle dalga geçtiğimde 8 sene sürmüştü.. Gel-git,olmadı mı tekrar gel,tamam git,geçti özlem tekrar git diye diye.. dile kolay 8 sene yahu?
gidiyo geliyo beni arıyo.. bana bağlanmaktan korkuyo tekrar kaçıyo falan..
aynısı işte. ne farkı var ki?
bilmeyenler için diyim 24 yaşındayım. anılarıyla yaşayan biriyim. sekiz sene önce aldığım kolyeyi on sene önce aldığım bibloyu saklarım.. hepsi de hayatta zevkim olmayacak hediyelerdi..
bunu mu geçemicem?
belki de geçemicem. bilmiyorum. bazen ege damarım tutuyo da "ben neleri geçtim" diyorum.
ama bi kaç kadeh rakıdan sonra,bütün ağzına sıçılmış kadınlardan şarkılar duymak bana onu hatırlatıyo..
hayatın bana öğrettiği bir argo: mutluluğumun önünde ne varsa harcarım.. gerisinde de birşey kaybetmem zaten..
ben ki 14 sene kanıma kemiğime iliğime yapışan bin milyon bilmem kaçta bir görülen,yenilmesi nerdeyse imkansız bir hastalığı yenmişim.. ben AMAZON um ya hani.. bazen tekliyorum işte.. marş basmıyo..
işte ben bu yüzden gidemem,gitmem..
17 Mayıs 2014 Cumartesi
5 Nisan 2014 Cumartesi
BİR ÇAĞIN BİTİŞİ..
4 Nisan 14
Zalim adam neanderthal artık yok..
Beni on kere terk eden adamı şimdi ben siktiri çektim. Şimdi o
düşünsün. Dudaklarıma bir veda lazımdı yaptım ve bitti.
Açıkçası çok güzel bi his.. yeni gelişmeler yok mu dersen bide Mrs. Hat var.
Alakamız olmayan biriyle (kısmen tabi) konuşmak da iyi geliyo.
Boş muhabbet ve ölümüne gülmek belki de. İhtiyacı sadece
konuşmak olan birine istediğini vermiyorsanız o da çareyi başka yerlerde arar.
Erkeklere sürekli ev yemeği yemek sıkıcı geliyo belli ki. Bir
sürü psikolojik araştırmada bunu göstermiş.
KADINLAR ÇOK RERÖREREREÖÖ
O senin anandır bi kere. Değiliz.değildik belki de. Sürekli
evden kaçmak için halı saha maçlarını kullanan,bayi toplantılarını hususi
Antalya da yapan, acil çağırıyorlar valla diyen adamlar yüzünden güven mefhumu
zaten sıfır. Bunları hak edecek bişi yapmadık.
Aslında çok basit yaratıklarız da bakma..
Bu geciş sürecinde bi kaç kişiyi harcadım sonra attım..
Onlarda akıllı olsalarmış napalım şimdi. Beni götürmekse
mesele,zekice davranıp kendilerini kullandırmasalarmış..
PİŞTİ
Çok dansedesim vardı. Tanıştığımız yere arkadaşlarımla
gittim.. kapıdan girer girmez onu gördüm. Bişi diyim mi çok da etkilenmedim
açıkçası. Nasıl oldu bilmiyorum ama.
Ev arkadaşı şu bu muhabbeti sürekli çevremdeydi ama sırf onla
denk gelmemek için elimden eleni yaptım.. güldüm eğlendim zaten…
Onu siktirettiğim andan itibaren bi hafifleme yaşadığımı fark
ettim.
Gece eve döndüm her şey normal giderken, mrs hat geldi J
Sabaha kadar muhabbet ettik. Neanderthalin orda bi kaç kızla
konuştuğunu gördüm ve çok da umursamadım.. nası oldu anlamadım ama. Aklımda kimse
olmasa da mutlu olabilirmişim.arkadaşlarım olsa bana yetermiş. Tek ihtiyacım
olan oyalanmakmış.
Sabaha kadar konuştuk sonra evine gitti. 3 saat uyuyabilmek
için. Anahtarını unutmuş şapşik asdasadfs (bu kelime bir latife efenim). Geri döndü
birlikte kahvaltı ettik çok tatlıydı. Bende kahvaltı etme kavramının ikinci bi
insanla alakalı olduğunu öğrenmiş oldum.. eve döndük.. ona kendi yatağımı
verdim. O da benim arkadaşım olacak belli ki..bende salonda yattım 3 saat
uyudum,sonra onu uyandırdım.. uyurken insanlar bi farklı sanki..
Neyse.. sınav zamanları başlıyor. Sonrası büyük İzmir macerası
benim için..
Yine yeni yeniden İzmir havası alıp,kökünden kurutucam..
1 Nisan 2014 Salı
27 Mart 2014 Perşembe
14 Mart 2014 Cuma
13 Mart 2014 Perşembe
10 Mart 2014 Pazartesi
YİNE
7 mart oldu
sanırım
2 kasım ve 7 mart
Şimdi içerde
uyuyo. Yalan dolan dolu, hiçbir faydası olmayıp aksine,beni sürekli üzen
adam,aynı zamanda çok sevdiğim adam.
Yarın gidiyorum. Ben
konuşmasam da beni anlayacak olana.
O da bilse dur
demezdi bana,biliyorum.. kucağında ağladığım,ağrıları zorlukları birlikte
gördüğüm adam.
Vücuduna dokundum.
Dudaklarına. Yanaklarına. Boynuna. Hayat ne kadar vicdansız,belki başkaları
dokunacak aynı yerlere.. benim dokunduğum gibi hem de o da ona sarılacak,onu
özleyecek dimi? Bu düşüncelerle kaçtım yanından. Olamaz! Diye. Başka kimse
dokunmasın ona diye.
Bana nerdeyse hiç
iyi davranmasa da benimdi. Ya da ben öyle düşünmeyi seçmiştim.
Ne kadar acı! Olamaz!
Her beni
fırlattığında, yine kuduz bir köpek gibi onun dzinde buldum kendimi beni hiç
sevmeyen,değer vermeyen bir adam için onca şeyde bile.
Yarın gideceğim
için onunla vedalaşamıyorum. Giderken uyandır beni diyebildim sadece.
Kendimce çenemi
tutamayıp,söylerim ve o yine hiçbişey yapmaz diye korkuyorum. Ne olurdu tutup
kolumdan her şeyi bırak artık benimsin deseydi. DEMEDİ. Düşünmedi bile.
Onu çok sevdim. Kimsenin
sevemeyeceği kadar hemde.
7 mart sabaha
karşı..
6 Mart 2014 Perşembe
28 Şubat 2014 Cuma
ESKİDEN BANA DOKUNDUĞUNDA HER HÜCREM ALEV ALIRDI.
ESKİDEN BANA
DOKUNDUĞUNDA HER HÜCREM ALEV ALIRDI.
Çok
hastayım.,iliklerimde hissettiğim bişey
bu.
Belki kendi
hastalığımla alakalıdır. Düşünmek istemiyorum bile.
Ama emin olduğum
tek şey,bu kadar şey yaşamam gibi ölümümün çok traji komik olacağı. Bu kadar
hastalığa ve saçma korkunç trajik tesadüflere göğüs gerip aptal bi şeyden
ölücem. Mesela boğazıma kaçan bi parça su gibi.
Neanderthal adam
iki gündür benle birlikte.
“BİRLİKTEYKEN
OLMUYOR,AMA UZAKTA OLUNCA ÖZLÜYORUM.”
Aslında ilişkimizi
özetleyen bi kaç cümleden biri de bunlar. Bunu sağlayan her ne varsa kökünden
söküp atmak isterdim. Hem de öyle bi söküp atmak ki. Eğer kokuysa her şeyi
diriltebilen tek olgu onu da kırmak
paramparça etmek isterdim.
Sırf bu döngüyü
kırmak için. Ha var ha yok.. dışarıda herhangi bir arkadaşım,evin içine
girdiğimizdeki tek ortak özelliğimiz aynı yatakta uyumamız. Birbirimize bu
kadar benzememiz bizi tamamen başka yollara saptıran şey bence.
İkimizde
kafamızdan geçenlerin ne olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bu yüzden hem bi o kadar
yakın hem bi o kadar uzağız birbirimize. Keşkelerle dolu hayatlarımız var. Ama
o daha güçlü. Daha keskin benden.
Ben kaybetme
korkusu olan biriyim. Onun yok mesela.
Hulk gibi bir adam
sevdim. Öfke kontrol sorunu yaşayan, her durumda haklı. Sürekli sorun çıkaran.
İçinde yaşayıp dışarıya hiç bi şekilde bişi çaktırmayan vb..
Sevmeyi eyleme
dönüştürmeyi bırak düşünmeyen gel-gitli,uzlaşma anlayışı hiç yok,empati asla
kurmaz. Kuramaz değil bak kurmaz. Huysuz çünkü..
Aslına liste böyle
sonsuzluğa gidiyor. Eşitliğin diğer tarafına bakıyorum. Kendi adıma
hiçbişey göremiyorum. Normalde yaptığı
davranışları bile benim üzerimde kurmak istemiyor.
ASLINDA BEN ÇOK
KONUŞKAN BİRİYİM.
Bu ne demek biliyo
musunuz?
Seninle konuşmak
istemiyorum. Her ne olursa olsun,ilişki kuracağım,iyi davranacağim ve peşinden
gideceğim kişi sen değilsin. Sana güzel cümleler kurmayacağım çünkü sen benim
gözümde bu konumda biri değilsin.
Ben ulaşamadığımın
peşinden giderim. Öyle insanlar beni kendilerine bilinçsizce bağlarlar. Aslında
onlardan da çabuk vazgeçerim çünkü sallamam. Özgürlüğüme aşığım. Egolarım senin
gözyaşlarından daha kıymetli,hatta bana ettiği hakaretlerden daha umrumda. Ama
sen öyle değilsin. Kimse değil.
Benim aklımda yer
etmen için canımı yakman lazım. Canımı yakan insanlar aklımda kalır. Bana iyi
davranan insanları ise sallamam.ben mazoşistim galiba. İşte bu yollardan
ilerleseydin her şey benim için daha kolay olacaktı. Senin cebimde ve beni
seven tavrından tiksindim.
Diyemedi tabi. O
yüzden saçma bahanelerin arkasına sığındı. O bahanelerin bi kısmını kendisine
söylediğimde bile gülüyordu. Harbi saçmalamışım diye. Aslında o kadar kolaymış.
Gitmek isteyip.
Gitmek. Feyz alınması gereken bi durum bu.
Galiba yanımda
olduğunda sevdiğim tek şey, beni güçlü kollarının arasında koruması. Kendimi
orda huzurlu hissetmem.
O kadar sevmeyi
bilmeyen biriyim ki bende. Her sevgiyi başka bir ilişkiye benzetip ya da
anımsatıp anımsatmadığına göre istiyorum. Bu sağlıklı bir hareket değil zaten.
27 Şubat 2014 Perşembe
TEK BİR ŞEYİ EKSİK DİLEMİŞİM,”BENİ SEVSİN” DEMEYİ UNUTMUŞUM..
Ayrılığın bilmem kaçıncı günü..
Ne kadar zaman oldu sayamıyorum artık,sol
kolum uyuşuyo sanki ayık kaldığım her an.
Yarın bugünü saymıcam, son iki günüm kaldı
bu zincirin bozulmasına,sonra değişecek her şey..
O yola tekrar sapabilir miyim
bilmiyorum,ama çok özledim..
Galiba tamamen bitti. Bi tek ben
anlayamadım bunu. Kendine yeni bir hayat kurdu. Her şey değişti.
Bugün arkadaşıma “kiminle uyuduysa,onunla
devam etsin” demiş..
Ne boktan iş yahu bu?
Günlerdir yalnızlıktan içim çıktı resmen.
Arkadaşlarıma sardım. Herkes de bunu biliyor,ama ben kimle uyuduysam artık?
Ne yapmaya çalışıyor bi anlasam.. bende
umudumu tamamen kestim kesicem safhasındayım.
Bi yol istiyorum sadece ve bazı cevaplar..
zaten filozof ruhlu biriyim ama “neden” sorusuna cevap alamamak beni
kahrediyo..
Sonuç olarak da bu gece yine şarabım ve ben
sadık yarim bilgisayarımın tepesindeyim. Bu gün soğukta baya bi yürüdüm.
Artık bi şeylerin vaktinin geldiğine karar
verdim.
BENİ İSTEMİYOR.
Bu o kadar net ki,o kadar açık ki aslında.
Sağ gözümün kirpiği daha uzun olduğu için belki de.. öyle bi sebep düşünün.
SEN BAHANELERİN ADAMISIN,BENDE GERÇEKLERİN.
Belki de bu gün değişecek daha bi hafta
olacak henüz oda. Sanki aylar olmuş gibi. Saatler geçmiyor bi türlü zaman
geçmiyor.
Ev arkadaşım ve sevgilisi vakit geçirelim
derken onlara o kadar kolay geliyo ki. Bana öyle değil işte.zaman adaletli
geçmiyor.
Kızmıyorum. Ona da çok borçlandım her
anlamda.. Hele en yakınıma..mahçubum.
İlk başta defolsun gitsin diyen
benken,şimdi isteyenin bi yüzü kısmındayım.
Aslında hata tabi ki yine bende. Aklımı
tekrar karıştırmasına izin vermem de.
Yeni tanıştığım insanlar da bile ondan
kurtulamadığım gördüm.
“BEN SANA GÜVEN VEREN,İLERİYE DÖNÜK,İLGİ
GÖREBİLECEĞİN BİR İLİŞKİ VAADEDİYORUM. SEN MUTSUZ OLMAYI SEÇİYORSUN.”
Aynen bu cümleydi aslında hayatımın özeti.
İçimde cevapsız binlerce soruyla beni
yaşatan biri varken uzakta ve buna yeterince dert olabiliyorken, yanımda olup
bana destek olmak isteyen adamı da ben itiyordum.
BU BENİM YAŞAM TARZIM GALİBA..
İçinde bulduğum durum bi kaç ay geçse beni
yaralamayacaktı belki de ama şu an kendi yarattığım cehennemin tam
ortasındayım.
Ne yana dönsem o var.
Bunu ilk kez bugün itiraf ettim.
Aylar önce
bi vasıtayla bi pasta vardı evde. Mum dikip üflemek dilek dilemek
istedim. Okul vs gibi dileklerin yanında fiziksel olarak onun gibi bişi
dilemiştim.
Hiç ağzımı açmadım bu konuda ama oldu..
TEK BİR ŞEYİ EKSİK DİLEMİŞİM,”BENİ SEVSİN”
DEMEYİ UNUTMUŞUM..
26 Şubat 2014 Çarşamba
24 Şubat 2014 Pazartesi
selam ben kürkçü dükkanı
SELAM BEN KÜRKÇÜ
DÜKKANI..
Sabah yine işe
gitti ya içimden dedim ki evet,bugün cumartesi ve güzel bi günümüz olacak. Onu
çok özledim..
Tabi ki olmadı..
TANRIM YUVARLANMAM
DURSUN HADİ…
Durmadı. Evinde
uyumuş.
Neyse ki bi kaç
sinirli telefon konuşmasından sonra sonunda yanımda buldum. Hiç bişey olmamış
devam ettik..
Ben öyle sandım.
Uzak ve imkansız
gözüken bir şey,bir anda yakın ve mümkün olabilir.
taş parçası
gibiyim.
Nası oldu da bu
denli yanılabildim. Beni bu kadar nası tongaya düşürdü ki..
14 şubatta uyuması
haftasonumun içine sıçması,beni arkadaşlarıyla tanıştırması,ertesi günlere
program yapması vb..
Benden sıkılmış
olma ihtimaline karşın yine de gitmemesi?
Bana tek seferde
darbe indirmek içinmiş.
Gittiğini
söyledi,onla bunla derken yalandı.
SEN BENİM
EVLENECEĞİM İNSAN DEĞİLSİN.
Bende öyle
olmadığını biliyorum embesil.. konu bu hiç olmadı ki,sadece bir neden olmasın
vardı.
Nasıl da zor bir
durum bu allahım?
Tekrar aynı duruma
düşmek?
Nedenlerle dolu
cevapsız sorular var elimde.. bir sürü hemde.
Pazartesi günü
evinde kalmak istediğini söylesede benim ağrılarım yüzünden yardım etmek
zorunda kalmıştı. Bende çok mahçuptum.
Kucaklayarak eve
götürüşü,bizim için son birlikte o eve girişimizmiş meğer..
Bütün gece normal
şekilde oturduk vs.
Ev arkadaşı olacak
o ölümüne abazan sevgililerinden ayrılmış ve bizimki de aynen yazmıştı.
Sonra
kıvırmacalar. En zoru da bu. Dürüst olmamak. Ve bana ait bir travmayı anlatmamı
istedi. Aslında o da aynısını yapacakmış meğer..
SALI GÜNÜ
Ev arkadaşım ve
sevgilisiyle kahve içmeye çıktığımızda ölümüne burnundan soluyordu. Resmen
benden nefret ediyodu.
Şansımıza sherlock
da gelmesin mi aynı yere. Ev arkadaşım burada dedi. İşte bi kez daha götlere
geldim dedim içimden. Sürekli ters bi tesadüfle nası başa çıkabilirim ki?
Bende geçen sefer
ki gibi olmasın diye söyledim.
Sherlock da burada
dedim. Ev arkadaşım ne haber falan dedi. Ben kafayı çevirdim.
Ev arkadaşım da
döndü bana ne dese beğenirsin,sana bakıyo dedi. Bende kafamı çevirmemeye
çalıştım elimden geldiğince. Kalkalım dedim.
Neanderthal bu
sırada gıcıklığın zirvesine çıktı,neden konuşmadın falan filan dedi.
Sinirlenmemeye
çalışıyorum elimden geldiğince,alttan almaya çalışıyorum tabi.
Kilo verdim falan
filan diye bişiler denemek istedim üstüme başıma, evdeki 40 bedene girip
dışarıdaki 42 bedene sığamadım ya.. cinim iyice tepeme çıktı zaten.
“İLİŞKİMİZİN …………….”
Dimi diye cevap
verdi.
Tanrım bunu
bekliyomuş zaten.
Annesinin yanına
gidecekmiş işten 5 çıkan adam 4te gitti.. şu araçtayım derken,otobüsteyim dedi.
Yine dakikalar
içinde benim g.te tekmeyi bastı..
Varıncaya kadar
benm için problem yok diyen adam vardıktan bi saat sonra, seni silmem gerekiyo
dedi.
Bu ne demek ?
Bide hiç utanmadan
para lazım olacak diye,benden para istemesi?
Bu ne çeşit bi
çirkinlik böyle?
15 Şubat 2014 Cumartesi
bir 14 şubat masalı
Bir 14 şubat
masalı
O gün güzel bi
mutlulukla uyandım. Bu zamanlama geyiklerine pek aldırmayan biriyim ben.
Yine bir ağaçla
birlikte olduğumu da biliyordum. Doğayı gerçekten çok severim.
Uzun süre
birbirimizi görmemiştik ve bu günün benim için en azından manevi anlamda özel
olacağını düşünmüştüm.
Sabah aramızdaki
bi kaç tatsızlıktan sonra konuyu kapatıp her zamanki gibi mutlu olma
çalışmalarıma başladım. Pozitife kendimi yönlendirdim..
Eve gidip gelecek
sonrada güzel bi yemek yiyip mutlu olacaktık. Gerçekten beklentim bu kadardı.
Peki ya o ne
yaptı?
UYUMUŞUM..
Çok fazla odunla
birlikte olmama rağmen neandertalin bana bu denli bir dangalaklık
yapabileceğini gerçekten düşünmedim. Kesin başka bi bok var dedim. Çünkü bana
bi özür borçluydu. İnsanlar birbirlerine karşı kötü bi hareket yaparsa bunun
karşılığında bir özür dileyebilirler. Genelde bir cümleyle konu kapatılır.
SAATLER GEÇTİ..
Hala ortalıkta
yok. Yapayalnız bi şekilde evde oturuyorum. Ve sinirden çatlamak üzereydim.bi
hışımla kalkıp evine gittim. Nasıl bir şans ki aşağı kapı ve evin kapısı
açıktı.
Salak olduğu için
kapatamamıştı.ya da benim o eve girmem gerekiyordu ne bileyim işte.
Sonrasında ise
horultularını duydum. Beni tepesinde görünce korktu sanırım. Neyse ben bi
hışımla laf sokarak ve çeşitli kötü cümlelerle giriştim.
Beni aslında yine
duvardan duvara çalıp ruhumun suyunu çıkarmıştı.
BEN SENİ ZATEN
ÜZÜYORUM..
Evet gerzek,ama
isteyince mutlu da ediyosun azıcık kafanı çalıştırmaya üşeniyorsan,daha napim.
Seninle çekilcek
çilem dolmadı zaten.kimin nası bedduasını aldıysam bi türlü yürümüyo.
Sanki zamanında
ben onun paçasına yapışmışım gibi bana sümük muamelesi yapıyordu.
YA BU KAPIDAN
BİRLİKTE ÇIKARIZ,YA BEN TEK VE TAMAMEN ÇIKARIM.
Neden böyle
yapıyosun diye sordu gerizekalı. Ne yapmak istediğini gerçekten anlayamıyorum. O
kadar psikoloji bilinçaltı vb konusunda iddialı biri olsam da,bunda bütün her
şey tıkanıyor.
En son orda
konuştuğumuzda bana bir söz vermişti. Sen ne kadar kaypak bir adamsın sorusunun
cevabı teşekkür etmekse eğer. Orda kimse yok demektir.
BANA SADECE “GİT”
DE
Sadece bunu
istedim. Bana sadece git diyecekti gözümün içine bakarak..sadece bu..
Ona da bi tarafı
yemedi. Allahım günlerce uzakta olduğum için beni deli gibi kıskanan adam bu
muydu?
Ne ara birden her
şey değişmişti. Sorun benden kaynaklanmasa bile yine de ben neden bu kadar ezik
olmuştum. Tamam sabah ki tartışmada çeşitli hakaretler ve tehditler içeren
konuşmaları ben yaptım da..
Yine bir bahane
işte. Dengesizim ben yaee nın arkasına sığınılmasıyla konu anlaşıldı. Neden it
gibi davranıldığı hala muallak olsa da. Sanırım bu sefer gerçekten bitti.
Her defasında bunu
söylediğimin farkındayım çünkü bu kadar net bi izlenimi bana veren de o.. her
kavgamızda bir şeyler eksilirken bir şeyler de artıyor. Bunların dozu ve ne
olduğu beni korkutuyo.
Hak edilmeyen bir
gerzekliğin içindeyim..
Sonra hiçbişey
olmamış gibi düşünüp,üşüyosun ıvır zıvır diye saçmaladı. Üşüsem ne olacak ki? Suratıma
bakıp git diyemiyosun “kalsan da üzülceksin yaeaeaeeee” diyosun.
Bohemlik cool
olmak değil bu hastalık..
Birden kalktı
saati sordu. Hadi içecek bişiler alalım size geçelim dedi. Tam bir dengesiz
hasta.
Eve geldik. Ev arkadaşım
ve sevgilisi çok hoş bi şekilde oturuyorlardı. Bi tane siktrk mum yakılınca
bişi oldu sanıp mutlu oluyoruz ya..neyse
Bazen mutlu olmak
bu kadar kolay işte.
Akşam sanki hiç bi
sıkıntımız olmamış gibi oturduk hep beraber eğlendik..
Uyurken de bana “
benim yine dönüp dolaşıp geleceğim yer burası” dedi.
30 Ocak 2014 Perşembe
sigarasını paylaşan bilge
SANCILAR
Bu sefer ilginçtir
her şey yolunda diyebilirim. Okulumun bi sene uzaması da o kadar önemli değil
artık. İçimdeki huzur olduktan sonra yine aşılır bi çok şey,bunu defalarca test
ettim zaten.
SİGARASINI
PAYLAŞAN BİLGE
Resmen bir ateş
çemberinden geçiyo gibiydim. Yapamadığım şeylerin ne çok bahanesi varmış böyle.
Bende çok şaşkınım. Bütün suçu kozmosa atamam sonuçta,bi yarım ekmeğini
yemişliğim var. Okul başladığından beri 7 kilo vermişim. Benim için çok zor
bişiydi. Yaşadıklarım yüzünden mi yoksa yemediklerim tam emin değilim belki
ikisi birden.
Neandartel adam..
sahip olamadıklarımın gidenlerin pek bi değeri yok artık. Elimde olanların
farkındayım. Ve yanlış yapmamak için elimden geleni de yapıyorum.
Aileme sahip
çıkıyorum ilişkime,dostlarıma sahip çıkıyorum. Ve böylesi gerçekten çok
kolaymış. Bu şekilde yaşamak. Durup dururken sorun yaratan şeyleri de
düşünmicem. Yaşamak güzelmiş..
İnsanoğlu çok
dangalak bi kere,sinirlenmek diye bişey var ya o çok kötü.
Sen doğada böyle
şey gördün mü? Sırf sinirlendi diye eşini döven ya da ayrılan hayvan var mıdır?
Çocukluğumu tam
yaşayamadım doğrudur. Neandartelle oyun oynamak çok zevkli. Oyuncakları
oynamak,para atıp kollu makineden bişey kazanamamak falan da öyle.. gerçekten..
Elimi tutması ona
belki pek bişey ifade etmiyo ama,benim için güven hissi,özgüven aşısı gibi
bişey.. hatta tarif edemem belki.
Neyse saçma sapan
şeylerden ötürü kaldığım bi kaç derse çalışmam lazım..
Bir varmış bir
yokmuş
28.01.14
26 Ocak 2014 Pazar
“GERİ DÖNÜŞ”
Sherlockla kendini
kıyaslaması ne kadar aptalcaydı.
O gece sherlockla
konuşmamızda arkadaşlıkların daha değerli olduğunu konuşmuştuk.
Nası bu iş bu hale
geldi?
Kimse seni
dinlemiyorken anlaşmak kolay tabi.
Bu arada şunu fark
ettim. Hiç ağlamamıştım.
İlk zamanlar
gözlerim doluyodu.. uyumak için gözlerimi yormaya çalışıyordum. Aslında
yalnızlık hissini hafifletmek için yalnız uyanmak istemiyordum. Yunan
mitlerindeki gibi sabahtan akşama kadar yokluğuna alışıp sonra tekrar sıfırdan
başlamak çok can yakıcıydı.
Kalbime saplanan
oku çıkarıp batırdım belki ama,bendeki yara hala duruyordu. Yaptığım umutsuz
bir hastanın yaptıkları kadar mantıklıydı.
“SENİ
ÖZLEMİŞTİM,BUNU ANLAMIŞTIM”
Neden peki o kadar
kötü davrandın ki? Erkekler kadınlara nazaran daha farklılar. Biz kurtarmaya
çalıştıkça batırıp,sonra anlayıp çıkarıyorlar demek ki işte.
Her defasında
kanmak ne acı aslında. Sırf beni kıskandığı için bile demiş olabilir. Defalarca
zor anımda beni yalnız bırakan bir adamı sevmek,ve her defasında kabullenmek,resmen
mazişistlik..
Buluştuğumuzda
ise,sürekli gülümsüyordum. Yani hiçbişey olmamış gibiydi. Tabi benim için.
Yanımda bana
bağırıyordu. Bense onu öpmek istiyordum.
Ne kadar salağım
ben böyle ki?
Bu bağımlılık da
değil. Ben kabul etmesem de bu adamı çok sevmişim. Zor olduğu için belki de
daha çok bağlanmışım. Güvenli sığınak gibi gelmiş bana.
“HANGİMİZİ
KAYBETTİĞİNE ÜZÜLDÜN”
Dünyanın en saçma
sorusu bu doktor.
Tabi benim sana
hissettiklerimle burnunu silersin diyemiyorum da.
O kadar acımasız,o
kadar duygusuz ki. Ama bi yanı da tamamen bağlanır. Kendimden biliyorum.
İsterse sana bok gibi davranır. Ki defalarca milyonlarca kere yaşadım bu
duyguyu.
İsterse de sana
dünyanın en değerlisiymiş gibi hissettirir. Ama istemiyo demekki dedim.
Onu ilk defa bu
kadar sinirli gördüm. Beni bu kadar kaale aldığını bilmiyordum.
Şimdi ise bi kaç
gündür,kavgalarımızın ve aynı konuyu açmamızın sayısı azaldı.
Bunun gerçek
olmadığını,en ufak bir sinir harbinde gideceğini biliyorum. Bile bile lades
diyorum. Çünkü uslanmıyorum ya da… ya da ihtimalini düşünmek bile istemiyorum.
Haklı olmanın
mutluluk getirdiğini görmedim hiç. Seni yakaladım. Bu konuda hatalısın. Evet? Haklıyım
? peki bu bana ne kazandırıyo?
Hiçbişey. Haklı olmaktan
çok mutlu olmayı tercih ederim. Haksız olup özür dilemek o kadar koymuyo
da,haklı olup o özrün gelmeyeceğini bilmek, ve bunları düşünenin ikiniz
arasından sadece sen olması koyuyo. En ufak bişeyde yakıp devirip giden bi
adama,sürekli dur konuşalım demek koyuyo.
Sırf kıskançlıktan,
peşinden artık gelmediğimi görünce uğraştı farkındayım.
Sadece yaşamak
istiyorum.
22 Ocak 2014 Çarşamba
milestone
22 ocak..
çok değil 24 saat önce acıdan kendimi
bilmez bi halden,bir trafik kazasına uyandım..
ağır hakaretler duydum bla bla...
bugün henüz aslında bişeyleri idrak
ediyordum. sabah her zamanki gibi uyandım.neandertalden kalan son kırıntıları attım.o kısmı gerçekten fenaydı.içim bin parçaya bölündü.tek seferde olmazsa acı çekecektim daha fazla.neyse ki hiç düşünmeden alıp attım anılarımızı..
oyalandım. ev arkadaşımın annesini
karşıladım. herşeyin daha iyi olacağına inandım.
sherlock bugünde ilgisinden bişey
kaybetmedi aslına bakarsan..bankaya gittim sonra buluştuk.
ne zaman sherlock la buluşsam neandartel
mesaj atıyo arkadaş.
yok sobamı vercekmiş. neyse onada tamam
eve uğrayıp verecekmiş asansörden çekecekmişim..
neyse sherlockla bi yalnız kalamadık
ki..arkadaşımla denk geldik otuduk neyse,hesap ödemece gene. yerim.
ben unutmuşum böyle jestleri..
bin tane arkadaşıyla denk geldik. herkesi
tanıyo sürekli bi selam vermece..
saat onbir gibi geldi beni aldı. gelip
alınmaları bile özlemişim. tam giderken ne görim neandertal adam gidiyo..elinde
poşetle. tuttum yolda. arabada o sherlock beklerken. bize geliyosan alayım
elindekini dedim. sonra farkettim elindekinin minik bi soba
olmadığını.lenslerimi böyle zamanlarda takmam zaten.
beni görünce güldü bi inceledi
gözleriyle.. sonra haberleşiriz madem dedik gitti.
neyse sherlockla algı sorunumuz var. ben
sanki içimi bi ok delip geçmemiş gibi normal şeylerden bahsettim falan..zordu
açıkçası.
sonra kum döktüğüm için sürekli tuvalete
gidiyorum zaten su ve tuvalet şeklinde.. kafenin birine oturmadan dedim ki
eşyamı alalım. o sahneyi hiç unutmıcam.
PENCEREDE BEKLEMİŞ
bende inmeden arabadan dedim arayım insin.
Çok lezzetli bi andı. İndi gördü atkıyı veririm bi ara dedim o
kendince kapıyı çarptı.
Hangi orospudan geliyorsa gecenin o saatinde..
İçimi delen oku aynı türk filmlerindeki gibi çıkarıp ona batırdım…ve
kaçtım..
Sonra tabi hemen kaşar olduğumu açıkça söyleyen bi mesaj
geldi.bende geri basmadım.. gene girdik birbirimize hem de sherlock tam açık
olacakken.. oda fark etti. Bişeyler seni mutsuz ediyo dedi. Yerim.
Hemen buraya gel konuşcaz a dönen aşırı zevk aldığım bi
konuşmaydı.
Gelmem dedim. Burada kalıcaksın bu gece bile dedi..
Sen nah bitirirsin okulu bile dedi.. iyice delirdi..
Sherlockla olanca nazikliğiyle eve bıraktı beni..
Bu sırada neandertalle kavgalar kimin evine gidiyosam dan
tut,gelip seni aşağıya indiririm bana geliyosundan sonra iyice çirkinleştim.
Akşamki orospularla konuşamadın galiba şeklinde uçtum bodoslama..
KALBİME OTURAN FİLİN ARTIK KANATLARI VAR!
O kadar iyi geldi ki bu son cevapları,ev arkadaşımın kız
arkadaşına gittim,rüyamda gördüğüm kızlarsa tamam gibi saçma cevaplar geldi.
Beni sevemeyen,hasta halimle bırakıp gittiği bi insan neden
umrundaydı ki bu kadar.
Belli ki canı sıkılmıştı..ama unutturmadım zamanlamalar süperdi.
Yastığa sıktığı kokusundan dolayı bütün rüyalarımda o vardı.
Benden özür dileyişi yalvarışı falan filan.. nası bi yerlerim
açıkta kaldıysa artık..
BEN SENİ DÜZENE İTMEYE ÇALIŞIYORUM.
He bende seni kötü yola düşürcektim zaten. Sikkafalıjaponaskeri!!!!
Bu kısımları ballandıra ballandıra anlatılmalı.. yarın bakarız
cevabıma verdiği yarın geç de neyin nesi?
Beni bildiğin orospu zannetti tabi cipi görünce..
Ama ne var biliyo musun? Hazmetmem zaman aldı cümlesi..
O çok güzeldi.
Artık bu iş burada bırakılabilir bence de tam denk yani..
Bu gece güzel uyucam.. yaşadığım için mutlu daha az ağrılı..
Ayrıca hocaların sınav
kağıtlarını okumadığını bi kez daha tescilledim.
Sınavına girmek için yalvardığım adamın otomatik şartlı geçirmesi
gibi. Belki de insafa geldi kimbilir?
Mutlu hissediyorum. Yarın kampa başlıyorum..
Teşekkürler kozmos..
ikinci bir yaşam ve 21 ocak günü
sabah normal bi şekilde uyandıysamda bi saat sonrasında kendimi inanılmaz bir ağrının içinde buldum. kasıklarımdan böbreklerime çıkan kocaman bir kılıç ve bir sürü bıçak içimi deştikçe deşti.. ki çok ağrıya dayanan biriydim.gözyaşları içinde zar zor yürüyerek sağlık ocağına gittim. oradaki bayan bana çok kötü göründüğümü hastaneye gitmem gerektiğini söyledi.
idrar yolları enfeksiyonu ve ağır kum dökme..
teşekkürler..
bu sırada neandartel adam..
8. dereceden uzak bir akraba gibi,bana bokmuşum gibi davrandı..
AMA CANIM TATLI..
Böyle bir dangalaklıktan sonra, boşa üzdüğümün canımın aslında ne kadar kıymetli olduğunu anladım.
bide dün tanıştığım sherlock var tabi.
beni dinleyen birisinin olması harika bi duyguymuş. yine bir tesadüf eseri tanışmamız peki?
teşekkürler kozmos.. sonrasına gelince..
ev arkadaşım ailesinin gidecekti. o evden çıktı. bizde birbirimize girdik
"SENİ SEVEMEDİM"
beni sevememiş işte. gözü açılmış da bilmem neymiş.
eski orospularından biriyle konuştuğunu gördüm zaten. kedimize "kedim" dediğini olayların zaten çoktan benden çıktığını farkettim.
aslında herşeyin çoktan bittiğini,verdiği "erkek sözünü" bile hatırlamadığını söyleyince farkettim.
"KANCIKLIKTA BİR DÜNYA MARKASI"
bütün bunlar olurken ettiği bi ton hakarete hiç girmiyorum.
İnsana kum döktüğünü söylersen merak eder. o etmedi ya işte. insanlığının aslında hiç olmadığını gördüm.
"KAZA GEÇİRDİM"
Ev arkadaşım aradı ve kaza geçirdiğini söyledi. apar topar gidiyorduk ki gene elinde o skk telefonu eski orospularıyla mesajlaşıyordu. hastaneye gittik korktuğumdan çok daha iyiydi neyse ki.
"O KADAR DA OLMAZ DEDİĞİM HER NE VARSA ONU YAPTI"
bu bir şaka olmalıydı. böyle bir gün hiç yaşanmamış sayılmalıydı.
özlediğim ve değiştirmek istediğim ne çok şey vardı.
ne kadar çok "yok artık" vardı bugünün içinde?
bugünü yazmak bile bana ne kadar acı veriyor. eve döndüğümde eşyalarını topladığını gördüğümde (tabiki hastaneden çıktıktan sonra bile tonlarca hakaret etti.) yastığıma odaya kendi parfümünü sıktığını farkettim. anahtarı bile buram buram parfüm kokuyordu. resmen enterasan bir orospu çocukluğu içindeydi.
sadece şunu öğrendim.
can tatlıymış. hemde herşeyden çok. takıntı yapmamak lazımmış. bunları söylerken bile kalbime oturan filin ağırlığını hissediyorum. alışılmış kabullenilmiş bir yarayı tekrar kazımamak lazımmış.
eminim yine olsa yine yaparım.
dünyada istediğim gibi biri varmış.
ama o beni sevmemiş.
bir varmış bir yokmuş..
21 ocak notu..
sabah normal bi şekilde uyandıysamda bi saat sonrasında kendimi inanılmaz bir ağrının içinde buldum. kasıklarımdan böbreklerime çıkan kocaman bir kılıç ve bir sürü bıçak içimi deştikçe deşti.. ki çok ağrıya dayanan biriydim.gözyaşları içinde zar zor yürüyerek sağlık ocağına gittim. oradaki bayan bana çok kötü göründüğümü hastaneye gitmem gerektiğini söyledi.
idrar yolları enfeksiyonu ve ağır kum dökme..
teşekkürler..
bu sırada neandartel adam..
8. dereceden uzak bir akraba gibi,bana bokmuşum gibi davrandı..
AMA CANIM TATLI..
Böyle bir dangalaklıktan sonra, boşa üzdüğümün canımın aslında ne kadar kıymetli olduğunu anladım.
bide dün tanıştığım sherlock var tabi.
beni dinleyen birisinin olması harika bi duyguymuş. yine bir tesadüf eseri tanışmamız peki?
teşekkürler kozmos.. sonrasına gelince..
ev arkadaşım ailesinin gidecekti. o evden çıktı. bizde birbirimize girdik
"SENİ SEVEMEDİM"
beni sevememiş işte. gözü açılmış da bilmem neymiş.
eski orospularından biriyle konuştuğunu gördüm zaten. kedimize "kedim" dediğini olayların zaten çoktan benden çıktığını farkettim.
aslında herşeyin çoktan bittiğini,verdiği "erkek sözünü" bile hatırlamadığını söyleyince farkettim.
"KANCIKLIKTA BİR DÜNYA MARKASI"
bütün bunlar olurken ettiği bi ton hakarete hiç girmiyorum.
İnsana kum döktüğünü söylersen merak eder. o etmedi ya işte. insanlığının aslında hiç olmadığını gördüm.
"KAZA GEÇİRDİM"
Ev arkadaşım aradı ve kaza geçirdiğini söyledi. apar topar gidiyorduk ki gene elinde o skk telefonu eski orospularıyla mesajlaşıyordu. hastaneye gittik korktuğumdan çok daha iyiydi neyse ki.
"O KADAR DA OLMAZ DEDİĞİM HER NE VARSA ONU YAPTI"
bu bir şaka olmalıydı. böyle bir gün hiç yaşanmamış sayılmalıydı.
özlediğim ve değiştirmek istediğim ne çok şey vardı.
ne kadar çok "yok artık" vardı bugünün içinde?
bugünü yazmak bile bana ne kadar acı veriyor. eve döndüğümde eşyalarını topladığını gördüğümde (tabiki hastaneden çıktıktan sonra bile tonlarca hakaret etti.) yastığıma odaya kendi parfümünü sıktığını farkettim. anahtarı bile buram buram parfüm kokuyordu. resmen enterasan bir orospu çocukluğu içindeydi.
sadece şunu öğrendim.
can tatlıymış. hemde herşeyden çok. takıntı yapmamak lazımmış. bunları söylerken bile kalbime oturan filin ağırlığını hissediyorum. alışılmış kabullenilmiş bir yarayı tekrar kazımamak lazımmış.
eminim yine olsa yine yaparım.
dünyada istediğim gibi biri varmış.
ama o beni sevmemiş.
bir varmış bir yokmuş..
21 ocak notu..
19 Ocak 2014 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)