8 Mart 2017 Çarşamba

Kendi yazgını kabullenmek hakkında

evet yine başa mı döndüm dersem,hayır kabul etmiyorum.
herşey daha farklı oldu.

en son hoşuma giden ve yazılarımda bulunan adamdan kurtulmam çok vakit aldı.
iyi gelmesi bi yana,beni gıdım gıdım tükettiğini farkettiğimde amura bulanmıştım.

başka insanlarla da görüştüğünü farketmeme rağmen, son bir seçenekle dürüst olmasını bekledim. onu bile olamayacak kadar aciz bir çocuktu.

çocuktu.
çocukların hareketlerini genel olarak hoş görürüz ama ben görmedim ve çok kötü soğudum.
alışkanlıkları yenmek çok zor oluyor,tabi nefret etmiyorsanız.

bir senemiz dolmadan terk ettim. sonrasında yapışan adamdan uzak durun aslında kendi ayrılmayı bekliyordur. işlerini denkleştirememiştir. özetle hazır değildir. ve siz ona hazır olmadığı birşeyi yapmaya zorlamışsınızdır. maçın uzatmalarını istemektedir. uzatmada gol atacaktır,kendini yere atacaktır. bilye kadar beyniyle hesaplamıştır.


bu sırada aynı havayı sürekli soluduğumuz biri vardı.. vikingten soğudukça onunla yakınlaştım. ilerisinde hiç bişey olmayacağını biliyordum. bile bile hiç kimseye bulaşmadan kendi kumumda oynadım. güzeldi.
nefes aldığımı hissettim.
nihayetinde özellikle zor zamanlarınızda yanınızda olan insanları unutmuyorsunuz. başka kadınlarla konuştuğunu bile bile hatta bu salağım beni bişey anlamadım sanıyor zaten. öyle de devam etsin. yoksa ısmarladığı bir çayın bile parasını insanın başına kakacak karakterde bir adam bu..

uzak durun, uzak tutun..
bu tür insanları "bana ne aldı baaaak, çok pahalı" diyen insanlarla eşleştirin. ama ne olursa olsun hayatınızın hiç bir evresinde yılan kalpli insanları uzak tutun.

ve bi zaman içinde kafama taş düşmüş gibi aniden uyandım.
10 senelik dostuma bile ihtiyacım olmadığını hissettim. onların sadece insana beklenti uyandıran prangalardan ibaret olduğunu farkettim.

sonra harika bir çarşamba günü (yine çarşamba),

AŞIK OLDUM..
böyle seneler evvel,neanderthale olduğum gibi,aynı aptallık aynı gülümseme..

derinden dipten gelen bir sarsılmaydı bu. kokusu elleri, pürüzsüz teni,karizmatik saçları derken,yok yemeğe götürmeler,sarıldığımda ayakta boynuna denk gelmeler ama asılmamak için kafayı çevirmeler,şarap seçip açtırmalar,hele anathema ve dream theater muhabbeti.. orası tam şoktu zaten de, beni resmen tokatladı.
toprağından makedon olduğunu öğrendim
dostlar balkan severim...
çekerim..
ailecek izmirli..
acaip zeki bir adam..

o sabah uyandığımda dünyanın bütün kahvaltılarını ona ben hazırlamak istedim.
sanırım ben ancak bu şartlarda devam edebilirim.
şimdi kadını küçülten hareket olarak gördüğüm şeyler normal geldi resmen..

onunla bir geleceğim olmayadabilir. ama bunun için mücadele edicem. edeceksemde onun için edicem.
beni 20lerimin başına döndüren bu adama aşık oldum..











21 Kasım 2015 Cumartesi

Bazen yeniden başlar.

Gereksizin biri tarafından terkedilmek zaten yeterince bana garip gelmişti. Kertenkeleye benzemesi bi yana huy olarak da çok garip bi insan olduğunu anlamam baya sürmüştü. Artık inimden çıkıp her ne yapıyorsam ona sıkıca tutunmam lazımdı.Kız kankamın yönlendirmesiyle bir sosyal medya programı indirilmişti telefona.
Amaç: İnsan içine karışman lazım Cansu!!
Yine anlamsız ve cansıkıcı bi kaç denemeden sonra,sosyal ağların tamamen seks için keşfedildiğine kanaat getirmiştim ki,bana “O” yazdı. Bir insan ancak bu kadar güzel gülebilirdi. Etkileşimdeyken fark etmediğim hatta o zaman için çok da sklemediğim harika bi enerjisi vardı.

Tüm nezaketiyle yemeğe davet etti!
Normal bu bünye olabilecek en büyük kataküllileri görmüş biridir emin olun. Araba da bira içmek eve çağrılmak vb gibi insanı insandan varoluşundan soğutan birkaç deneme atlattıktan sonra çok güzel gülen bi adam çıktı karşıma. Tanıştığımız andan beri karşılıklı hiç susmadık. Sanki birbirimizi çok iyi tanıyormuşcasına gösterdiğimiz o hallerden sonra içimizdeki elektrik akımını birbirimize karşı tutamadık.
Fotoğraflarından daha güzelsin bile demesi bana yetti. Hiç sapıklaşmadı,bana saygı duydu. Bu da şu ara pek bulabileceğiniz bir şey değil emin olun. Artık bunu sırf geyik olsun diye bile yapanlar var. Bu adam kolumda gördüğü bi yarayı öpecek,benim çirkin bulduğum herhangi bir yerimi güzel dokunuşlarla sevecek kadar yüce gönüllüydü.
Her buluşmamızda daha çok bağlanıyordum. Arabası yoktu ama her buluşmada beni eve bırakacak kadar ince ruhluydu. O kadar ince şeylere dikkat ediyordu ki inanamazdınız. Bu adamla bu kadar zaman aynı şehirde yaşadığıma bile inanamıyorum açıkçası. Doğum kütüklerimiz,ailelerimizin ilk yaşadığı yerler bile aynı. Üstüne üstlük izmirde yaşadığımız dönemde belki birbirimizin yanından geçtiğimiz bile olmuştur,bilemem. Kader işte.

O kadar ortak noktayı karşılaşılabilecek alanları atlayıp Tanrı bizi bir sosyal ağda buluşturmuştu.

Neyse çok aşırı şanslıyım ben galiba. Bir amazona bir Viking yakışırdı zaten. Bunu da buraya bırakayım. Belki ilerde bişey olur.


Gözlerinle burnunun o arasındaki yerden çokça öpüyorum.