28 Aralık 2013 Cumartesi

kafanızı şişirdiysem..

ya o değilde bu blog işi uzun zamandır aklımdaydı. küçükken daha internet bile yokken bilgisayarımdan kendimce yazılar yazar, yazar olmak isterdim. sonra ergenlik başlayınca arada bi 30-40 güzel şey dışında bi bok yazamadığımı anlamam biraz uzun sürdü. sonra tekrar kafamda deli sorularla başladım işte. üç beş kişi okumasa da olur en azından yazarım dedim kendi kendime. 
Artık işin kötü tarafı ergenlikten sonra daha çok insandan nefret etmeye başladım. hem geçici şeyler değildi bunlar ciddi ciddi bir nefret. kozmosun bana yaptığı şeylerin üstüne yenileri eklenirken nası sakin kalabilirim söyleyebilir mi biri?
Prenses olmayı hiç düşünmemiştim. Prensesler iticiydi. Çok sıkıcılardı. Sadece güzel olmak yetmezdi ki. Nası böyle yaşayabiliyorlardı ki?
Neyse ben amazon olmayı seçtim. Yani seçmişim. Fark etmeden. Her şeyi kendim halledebilirim psikolojisinde, günümüz “ay ben hiç anlamam o işlerden” diyenlerden olmadım. Olmadım da ne oldu mesela?
Hiç bi bok olmadı. Daha da yalnızlaştım. İlişkilerim bozuldu. Birinden en ufak bişeyi bile rica edemeyen,hatta nası rica edileceğini bilmeyen biri oldum.
Kendi kafamda kurduğum dünya daha zordu. Her şeyi kendime zorlaştırmıştım. Başka birine ihtiyacım yoktu. Hem olsa ne olacaktı ki?
Gelecek miydi? Bana herhangi birisi yardım edecek miydi?
Kendini zorla yalnızlaştıran biri için,daha da zor adımlarım oldu. Tek iyi tarafı ailemin hiç gözü arkada falan değildi. 40 derece ateşle yattığımda bile bi hafta sonra arayan bi annem vardı. Ben başının çaresine bakan,her şeyi halleden biriydim.


az biraz saçmalarım sıkılmazsanız takılın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder